Skip to main content

Tommaso Campanella Güneş Ülkesi

Tommaso Campanella (1568-1639), düşüncelerini yirmi yedi yıllık hapis hayatıyla ödemiş bir düşünce kahramanıdır. Onun yaşadığı dönem, Avrupa katolik dünyasının parçalanmaya başladığı, modern dünyayı hazırlayan politik, ekonomik ve kültürel olayların oluştuğu günlere
rastlar. Daha XIV. ve XV. yüzyıllarda, katolik Kilisesinin katı dogmalarına, büyük ve haksız zenginliğine, derebeylik düzeninin kötülüklerine karşı, çeşitli tarikatların önderliğinde, yer yer baş gösteren ayaklanmalar Avrupa'yı baştan başa saran bir nitelik kazanmıştı. Bir yandan Kilisenin, bir yandan da kral kuvvetlerinin bastırıp ortadan kaldırdığı bu tarikat ayaklanmaları, başka başka yerlerde, başka adlarla yeniden örgütlenip harekete geçiyordu.İşte, Bohemya'da uzun süre etkin olan Picard'lar ya da Adamist'ler! İşte, İtalya, Fransa ve Almanya'da «insanın bu dünyada mutlu olmasını» isteyen Beggard'lar! İşte, İngiltere'deki Wyclif'çiler, orta Avrupa'daki Hus'cular! Bütün bu tarikatlar, dinsel yenilikler yanında, daha haklı bir toplumsal düzen kurma çabası içindeydiler. Hus'cuların bir kolu olan Taborit'ler,
dinsel törenlerin bir çoğunu atmakla kalmıyor, din reformunu mal ortaklığına dayanan toplumsal bir devrimle tamamlamak istiyorlardı.İşte, Campanella bu toplumcu görüşten, bu devrimci ilkelerden yola çıkar ve «Ben doğacak yeni sabahların çan sesiyim» der. Ne yazık ki, ufukta beliren bu yeni sabahı göremiyecektir. Ama, onun adı felsefe ve sosyal doktrinler tarihinde, bir müjdeci olarak, yaşamış ve yaşayacaktır. Campanella, İtalya'da Calabria bölgesinde Stilo kasabasında dünyaya geliyor. Daha küçük yaştan, üstün zekâsı ve okumaya olan aşırı tutkunluğuyla dikkati çekiyor. On üç yaşında çeşitli konular üstüne şiirler yazıyor, uzun uzun söylevler veriyor. On beş yaşında Cosenza dominiken manastırına giriyor ve orada Aquino'lu ermiş Augustinus'un «Şomma Theologica»sını defalarca okuyor. Çok geçmeden manastırda okumadığı eser kalmıyor. Bilgiye olan susuzluğunu bir şiirinde şöyle dile getiriyor: «Dünyanın bütün kitapları doyuramaz kafamın açlığını. Neler neler okumadım! Ama yine de kafamın açlığından ölüyorum... Anlayışım arttıkça, bilgim eksiliyor...»


PAYLAŞIN

Popular posts from this blog

OĞUZ SAYGIN HAFIZA TEKNIKLERI ILE BEYIN GÜCÜNÜ GELIŞTIRME

Öğrencilik yıllarımdan beri, içimde çok büyük kaynakların olduğuna inanıyordum. Ancak, geçen uzun yıllar boyunca bu kaynaklara ulasmanın yollarını bulamamıstım.Hafıza eğitimi ile tanıstığımda, aradığım kaynaklara giden aracı bulduğumu hissettim. Hafıza eğitiminde sağlamıs olduğum hızlı ilerleme, kendime olan özgüvenimi inanılmaz derecede artırdı. Her geçen gün, içimdeki büyük kaynaklara ulastığımı hissediyor ve çalısmalarımı daha da hızlandırıyordum. Bu çalısmalar sonucunda edindiğim bilgileri insanlara seminerler yoluyla aktarmaya basladım. Đstanbul'da ve Anadolu'nun birçok kentinde verdiğim sayısız seminerler sonunda hafıza eğitimi ile ilgili bir CD çıkarmaya karar verdim. Bu CD ülke çapında büyük bir ilgi gördü.Bir hafıza seminerim sırasında tanıstığım Ahmed Cemil Bey veiki oğlu Abdullah ve Muhammed'in hafıza eğitimi ile ilgiliçoközel çalısmalar yapmaları ve bu ise gönül vermeleri beni çok etkiledi. Abdullah ve Muhammed'le ülke çapında yapmıs olduğumuz basarılı ça

NLP Değişim için Beyninizi Kullanın - Richard Bandler

Dünyaya gelmeni annen ve baban istediler. Bu onların işiydi.Ama yaşamak senin işindir. Sana pek çok şey öğreteceğiz ama yaşamayı öğrenmeyi sana bırakacağız. Onu tek başına öğreneceksin. Bu kitabı sana yazılmış mektuplar olarak oku. Şimdi değil, ilerde okuyacaksın, henüz beş yasındasın ama 2000 yılında on dört yaşında olacaksın.Okuduğun zaman belki kendi hayatını bulacaksın, belki o zamanlar nelerle uğraşmışlar diyeceksin. Ama bir zamanlar birinin senin hayatını düşündüğünü, senin geleceğini düşündüğünü anlayacaksın. Bu da o birine yetecektir. Hep ne güzel, yaşıyorum diyebilmeni diliyorum. Sevgim hep bütün insanların olacak... ÜCRETSİZ iNDİR BEKLEMEDEN İNDİR

SANAYA ROMAN RUHSAL BÜYÜME YÜKSEK BENLIĞINIZ OLABILIRSINIZ

Bir ruhsal rehber ve öğretmen olan Orin'e on yılı askın bir zamandan beri kanallık (medyumluk) etmekteyim. O bize, bir ısık varlık olduğunu ve biz büyük bir değisim ve uyanıs sürecinden geçmekte olduğumuz için burada bulunduğunu söylüyor. O, bizim Yüksek Benliklerimizle aynı boyutta bulunduğunu ve amacının kısmen de, Yüksek Benliği-miz'i, dünya hayatımızda tezahür ettirmemize yardım etmek olduğunu söylüyor. Orin'i daima çok bilge ve sefkatli bir varlık olarak tanıdım. Onun bana ve baskalarına öğütleri kendi Yüksek Benli-ğimiz'le ve iç bilgeliğimizle bağlantı kurmamızda bize yardımcı oluyor. Ben Orin'e kanallık ettiğim zaman, meditas-yona benzer bir sükûn hali içinde olurum ve o zaman onun benim aracılığımla akıpgelen rehberliğinin bilincindeyimdir. Onun rehberliğini, benim düsüncelerimin yanı sıra akıp gelen bir düsünceler ırmağı olarak algılarım ve onunla iki farklı bilinç akımına sahip olduğumuzun da farkmdayımdır. Kanallık ettiğim sırada kendimi ısık banyosu