Üç günden beri yeni rotamızdayız. Gemideki küçük olaydan söz etmek istemiyorum. Spak'ta bazı değişiklikler var. Bu değişikliklerin ilk farkına varan Hemşire Kristin Çapel oldu. Ciddî bir durum değildi... sadece Spak yemek yemiyordu.Onu yakından izleyen Mak-koy, hiç bir hastalık belirtisi göremedi, fakat gittikçe artan ruhsal bir gerilimin farkındaydı, hatta Spak yarı Volkan olmasaydı, ruhsal geriliminin sinir gerginliğinden ötürü meydana geldiğini söyleyebilirdi.Belki de Makkoy'un bu düşüncesi, kendi görüş
açısından yapılan subcektif bir gözlem olabilirdi.Ama durum böyle değildi. Spak'ın görünüştetuttuğu orucun üçüncü günü Hemşire Çapel,Volkan'da çok sevilen bir çeşit çorba hazırlata-rak Birinci Kaptanın iştahını açmaya çalıştı. Spak,çorba kasesini hemşirenin başına fırlattı.Makkoy, çorba olayından bir gün sonra, Spak'ın iyice muayene edilmesi gerektiğine kararverdi. Mantıklı duygulu Birinci Kaptanın cevabışöyle oldu : «Kişisel sıkıntılarıma burnunusokmaktan vazgeç, Doktor, yoksa, tuttuğum gibi boynunu kırarım.»Zihinsel durumuna rağmen... ne olduğunu henüz bilmiyoruz... Spak, bu davranışının rapor edilmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Bu nedenle,kendi gezegeninde dinlenme izni isteyerek sorguyu erteledi. Atılgan'ın halen izlediği rotadan ayrılarakVolkan'a gitmesiyle sadece 2.8 ışık günü kaybeceğini söyledi.Ne yazık ki onun bu isteğini geri...