Milattan önce 535-475 yaşadığı sanılan Heraklietos Efesli bir aristokratın oğludur. Kendisi bir ayaklanmaya katılmış ve başarısızlığı
üzerine Artemis tapınağına kapanarak Dünya ile ilgisini kesmiştir.
Heraklietos insanı bir nesne olarak ilk defa ele almıştır. Ve ben kendimi alıyorum demiştir. Heraklietos’a göre evrendeki herşey değişikliğe uğrar.Bozulmayan hiçbir şey yoktur. Aynı ırmağa iki kez giremezsin. Çünkü her seferinde geçen başka bir sudur.İnsan ruhu da son derece incelmiş ve arınmış bir ateş unsurudur. Kuru akıl daha bilge daha akıllıdır. Rutubet ruhun ateşini kararttığı zaman akıl gücünü kaybeder. Sarhoşluk bu durumun en iyi örneğidir. ZENON Aristotelese göre diyalektiğin babası Heraklitos değil Elealı Zenondur. Zenonun diyalektiği özdeşlik ve negatiflik ilkesi üzerine dayanır. Zenon sadece varlığın varolduğunu ve varolmayanın varolmadığını ileri sürer. Zenona göre evrende gördüğümüz çokluk ve çeşitlilik aslında özle ilintisi olmayan temelsiz görünüşlerdir. Zenon hareketin imkansızlığını göstermek için çeşitli örnekler vermiştir. Atılan bir ok
hedefine varabilmek için ardaki bütün noktalarda ayrı ayrı bulunmak zorundadır. Bulunmak durmak demek olduğuna göre ok bütün uçuş süresince duruyor demektir. SOFİSTLER Sofistler genel problemlerden uzaklaşıp düşüncesi iradesi ve duygusal hayatı ile insanın kendisini incelemeye çalışmışlardır. SOCRATES Socrates geleneklere saygı duymamakta ve devrimci bir çizgi çizmektedir. Sokratesin bütün ustalığı sanki bilmiyormuş gibi yaparak kendi düşündüğünü saklamasında ve başkalarından bir şeyler öğrenmek istiyormuş gibi yapmasında yatmaktadır. Sokrates yönteminin amacı problemi çözmek değil gerektiği gibi ortaya koymaktır. Kabul ettirmek değil problemi aydınlatmaktır.PLATON Milattan önce 427-327 yıllarında yaşamıştır. Bilimsel yöntemini insana bağlı olmaktan kurtarmak istiyordu. Araştırmanın her türlüsünün beyhude olduğunu dile getirmiştir. Bunuda şu şekilde izah etmiştir. Aradığım herhangi bir şeyi ya önceden biliyorumdur ,(bu durumda araştırmama gerekkalmaz) yada araştırdığım şey hakkında hiç bir şey bilmiyorumdur. Bu durumda da herhangi bir şey öğrenmeme imkan yoktur. Çünkü araştırmayı nasıl yapmam gerektiğini bilemem. Demek ki bilimin değeri olmadığı gibi başarıya ulaşma şansıda yoktur.