kenar mahallesindeydi . Bu mahalleden, şehrin doğusunu saran sırtlar üzerinde küçük bir köy görünüyordu. Yangın bu köydeydi. Akşam çöküyordu. Ufku önce duman dalgaları kapladı.Sonra bu duman dalgalarıyle alevler birbirine karıştı. Nihayet karanlık başlayıp da gece koyulaşınca, göklere vuran kara kızıllık, ufka yerleşti ve köyün üstüne çöktü.Yaşım ilerledikçe bu yangınların nicelerini gördüm. Dene bilir ki çocukluğum, onların kızıllığı içinde geçti. Doğuşum da bir harp yılma rastlamış (2). Zaten o yıllar sükûn yılları değildi. O yıllar kanlı, muammalı bir asra gebeydi. Bir asır sona eriyordu. Yeni
bir asır doğmak üzereydi.Şu acayip, şu yaşanmaya değer yirminci asır.Benim ilk kanat çırpışlarım da asıl yirminci asırla başlayacaktı. Deme k kaderimi onunla paylaşacaktım. Onu n bütün çocukları gibi...