Karanlık sınıfın kapısı birden açıldı, iri bir gölge girdi içeri. Necip'in her yanını ateşler bastı.Bacakları titriyordu, ağzı kurumuştu. Soğuğu da karanlığı da unutmuştu, üstüne gelen iri gölgeye bakıyordu. Koridorun ışığı içeri vuruyordu. Gölge yaklaştıkça büyüyüp irileşiyordu. Başını önüne eğdi. Sırtı terlemişti. Ortaokulun müdürü, Necip'in alnına düşen bir tutam saçı tutup çekti.
- Biz seni okuldan atmadık mı? Hâlâ ne arıyorsun burada yüzsüz herif?
Necip karşılık vermedi. Başını kaldıramıyordu. Müdürden nefret ediyordu ama, ondan korkuyordu da, bir türlü kendini toparlayıp konuşamıyordu.
- Sana söylüyorum serseri herif, hâlâ ne arıyorsun burada? Necip cılız bir sesle,
- Eve gidecek param yok, dedi.
- Bunları daha önce düşünseydin. Atın bu iti dışarı!