Bu defa küçük şeyleri anlatmanın derdinde Şebnem İşigüzel. Küçük gibi görünse de hepimizin boyunu aşan, hayatı burnumuzdan getiren şeyleri. Bize kaderimizin efendisi olmadığımızı ve olamayacağımızı hatırlatan küçük şeyleri...Acı zariflikler de bu küçük şeyler arasında değil midir? Hem zariflikler hep tatlı olmaz ya... Zarifçe dayatılanlar, zarifçe sevilmek istemeler, kapıları kapatmaları, kendine gömülmeler, kaderine boyun eğmeler, başkaları tarafından tuzla buz edilip "zarif ve küçük" parçalara ayrılmalar. Kader, Tanrı ve hayat karşısında uslu uslu, sakin sakin ezilmeler...Yazar yüksek dozda, ağır, yakıcı bir ilacı, eli hafif bir hemşire gibi okurun damarına akıtma niyetinde bu defa. Görünürde sıkı bir iğne yemiş gibi hissettirmeden, ama bir kez damarlarda dolaşmaya başladığından baş döndüren, biraz da sızlatıp acıtan öyküler bunlar. Kader ile insan arasında kalan öyküler...
Öğrencilik yıllarımdan beri, içimde çok büyük kaynakların olduğuna inanıyordum. Ancak, geçen uzun yıllar boyunca bu kaynaklara ulasmanın yollarını bulamamıstım.Hafıza eğitimi ile tanıstığımda, aradığım kaynaklara giden aracı bulduğumu hissettim. Hafıza eğitiminde sağlamıs olduğum hızlı ilerleme, kendime olan özgüvenimi inanılmaz derecede artırdı. Her geçen gün, içimdeki büyük kaynaklara ulastığımı hissediyor ve çalısmalarımı daha da hızlandırıyordum. Bu çalısmalar sonucunda edindiğim bilgileri insanlara seminerler yoluyla aktarmaya basladım. Đstanbul'da ve Anadolu'nun birçok kentinde verdiğim sayısız seminerler sonunda hafıza eğitimi ile ilgili bir CD çıkarmaya karar verdim. Bu CD ülke çapında büyük bir ilgi gördü.Bir hafıza seminerim sırasında tanıstığım Ahmed Cemil Bey veiki oğlu Abdullah ve Muhammed'in hafıza eğitimi ile ilgiliçoközel çalısmalar yapmaları ve bu ise gönül vermeleri beni çok etkiledi. Abdullah ve Muhammed'le ülke çapında yapmıs olduğumuz basarılı ça...