Katherine Collins kaldinm ustundeki uc basamagi cikarken ayaklan geri geri gidiyordu. Paslanmaz çelik çerçeveli cam kapiyi itti, ama açamadi. Basıni geriye atip kapinin yanmdaki duvara çakili, «New York Kenti Saglik Merkezi» yazan kabartma tabelayi okurken Buradan iceri adimlarıni atanlar tum umutlarınizi yitirin» yazilmasinın daha uygun olacagini dusundu. Mart ayinin sabah günesi gozlerini kamastirmisti. Icindeki durtu buradan kacipevinin huzurlu havasma sigınmasini soylüyordu. Dunyada en son gitmek istedigi yer hastaneydi. Fakat geri donmesine firsat kalmadan, basamaklariçikan bazi hastalar, yanından gecerek hiç duraksamadan ana klinik merkezine acilan kapiyi cekip birdenbire dehset veren o koca binanin icinde gozden kayboluverdiler.Katherine gozlerini kapatip bir an aptalligina hayret etti. Tabii ya, klinigin kapilan disa aciliyordu.Omzuna astigi cantasini kolunun altina sikistirarak kapiyi cekip agti ve cehennem diinyasina daldi.Katherine’i rahatsız eden ilk sey koku oldu. Yirmi yıllık yasamında böylesine iğrenç koku duvarlara sinmisti. Katherine alkolün
mikropları, deodorantın da hastalıkların biyolojik kokularını bastırmak için serpildiğini düsünüyordu...