Seytanın cehennemi çukurları, uçurumların karanlık derinlikleri, korkuttukları kadar sonsuz, dinmeyen bir merakın da kuyularıdır. Kaç yüzyıldır en aklı basında insanı bile içine çeken kuyuların. Gotik roman, Otranto Satosu'ndan sonra, Radcliffe'e,* Shelley'e kadar uzanırken,
gittikçe "gotik" özelliğini yitirmeye basladı; mimari, dekorasyon, mekân tümüyle belirleyici olmaktan çıkarken, geriye "korku" öğesi kaldı ve bu korku, Vathek'te olduğu gibi, masalın Sark dünyasına ya da William Godwin'in* Calep WiUiams'iyla birlikte daha modern zamanlara tasındı. Bu dönem, büyük duygusal romanın da artık tarihe karısmak üzere olduğu dönemdi; korku romanında, canavarın, tekinsiz olanın pesini bir türlü bırakmadığı "genç kız" da kaybolmaya yüz tutmustu. (Korku sinemasının büyük bir istahla yeniden türe soktuğu öğe!) Tehdidin hedefi olan genç kızın yerini, romantik kahraman genç adam alacaktı. Tipik romantik (genç) kahramanın öne çıkmasıyla romanların
psikolojileri karmasıklasmıs, tematik yapı daha da karmasıklasmıstır. Tipik romantik kahramanın dünyasında, edebiyat dehsetler kabinesi olmaktan ve genç bir kızın acılarının, korkularının, çaresizliklerinin dünyasını anlatmaktan çıkıp mesum ve denetlenemez olanı, dünyayı yorumlamanın bir simgesine dönüstürecek, insan bilincinin derinliklerine, bilinç ötesine doğru yönelecektir edebiyatın sondajı. Đlk Đngiliz vampir hikâyesi, bir keresinde Lord Byron'ın** kisisel doktorluğunu yapan, kaderi aynı Stoker gibi hep tek bir yapıtla hatırlanmak olan John Polidori tarafından yazılmıs olan The Vampy-re'dir. Polidori 26 yasında esrarengiz bir sekilde ölmüstür.